31 Ekim 2013 Perşembe

15 Dakika



15 DAKİKA HAKKINDA

Hiç sordunuz mu kendinize 15 dakika nedir ki benim hayatımda ? Herkesin bir yaşam sayacı var biliyoruz ve bu sürekli geriye gidiyor.15 dakika kısacık bir süre bu hayat zarfında.Ama 15 dakika bazen o kadar önemli oluyor ki insan hayatında,düşününce yeni bir hayat bile var olabilir ya da kaybolabilir.Kilit zaman demek istemem 15 dakika ama şu hayatta sorunsuz 1 sn bile nefes almamıza bile şükretmemiz gerekirken 15 dakika aslında uzun zaman değil mi ??
Kendi kararlarımda 15 dakika önemlidir.Sadece düşün 15 dakika fazlası zarar olabilir.Zaten her zaman ilk düşündüğümüz doğru değil midir? Gerisi teferuattır…Hani bu ilk aklımıza gelen cevap gibi bir şeydir.
Şimdiye kadar çok zaman yaşadım tabi ki nice 15 dakikalar…İlk intibanın 9 sn olduğu dünyamızda 15 dakika çok uzun süre.Neyse çok uzatmıycam 15 dakika önemlidir değerini bilin  çok sevdiklerinizi 15 dakikada olsa yalnız bırakmayın J

24 Ekim 2013 Perşembe

minik kediciğim :)



                             Minik kedicik ve ilk duş tecrübesi
Evimin yakınında ara sıra beslediğim beyaz yavru bir kedicikle oynamak şu ara benim stresimi atan önemli bir obje oldu. Daha önceleri annesini besliyordum beni biliyordu o yüzden yavrusunu alıp sevmeme bir tepki vermiyor. Annesinin gözünün önünden alıyorum kucağıma yavrucuğu annesi hiç hırlama falan yapmıyor, ee biliyor zarar vermeyeceğimi tabi J
Neyse geçen gün baktım bizim yavru kedicik sürekli yalanıyor, tüylerine baktım beyazlığı soluk, o anda aklıma kediyi yıkamak fikri yerleşti. Tabi bunu daha önce hiç yapmadığımdan bilemedim nasıl olur, ayrıca böyle dışarda yetişen, büyüyen kediler sudan aşırı derecede, korkarlar onu biliyorum. En iyisi küçük bi kovanın içine sıcak su doldurayım dedim. Neyle yıkayacağım konusuna gelince de kedinin tüylerini saça benzettiğimden saç şampuanıyla yıkamaya karar verdim. Önce kovanın içine suyu doldurmuştum üzerine döktüm yeni aldığım Axe marka şampuanı mis gibi koktu etraf, sonra kucakladım kediciği daldırdım kovanın içine tabi başını daldırmadım bide boğmayalım yanlışlıkla diye J Kedicik alışık değil ya acı acı miyavladı kaçmaya çalıştı iyice kavradığımdan bırakmadım öyle bi güzel köpükledim sonra alıştı direnmedi, sonuçta su sıcak nasılsa. Sonra duştan sıcak suyu açtım bir güzel sıcak suyu üstüne tutarak duruladım. Tüyleri ıslanınca öyle bir sündü ki böyle değişik yaratık gibi oldu bizim yavru kedicik. Tüysüz kediler gibi. Onun için özel havlu ayarlamıştım, onunla kuruladım iyice baktım kedicik titriyor, bu kez oda da açtım ısıtıcı fanı geçirdim karşısına tüyleri iyice kurusun diye. Hoşuna gitti sıcak hava üflemesi, baktım karşısında iyice mayışmış uyumak üzere. Kuruduktan sonra tüyleri yine kabardı ama bu kez bembeyazdı ayrıca mis gibi Axe şampuan kokuyordu. Biraz sevip dışarıya bıraktım. Yine kirleneceksin biliyorum yavru kedicik J
Ayrıca bu kediciği çok haşin seviyorum belki de canı yanıyordur severken çünkü hamurmuşçasına yoğuruyorum hiç ses çıkarmıyor, tırmık atmıyor, sevildiğini hissediyor belli ki,vay be diyorum bazen hayvanlar insanlardan daha mı akıllı daha mı uysal…

23 Ekim 2013 Çarşamba

Hatalar göreceli midir?



Hatalar göreceli midir?

Yakın zamanda sıklıkla başıma gelen hadiselerden bahsedersem şu hata mevzusu beni iyice yordu. Her insanın kendi değerleri, kendi dünya görüşü vs. bir sürü kendine ait özellikleri vardır ya, şimdi bakıyorum insanlarla iletişim noktasında tıkanıyoruz. Bana normal gelen olgu bir başkasına büyük bir hata, bana gayet normal gelen olgu ise başkasına göre hata. Bu noktada ayrışmak pek kolay gözüküyor. Burada kıstas olarak neyi almak gerekir?
Dünya üzerinde şimdiye kadar milyarlarca insan yaşadı ve öldü. Aslında çok farklı şeyler yaşadığımızı da düşünmüyorum sonuçta onlarında yaşadığı duygular, düşünceler bizimkisi gibi. Dünya klasiklerini bazen okuduğumda bugünkü modern dediğimiz insanın başına gelebilecek olayların neredeyse aynısı yaşanmış. İnsanların verdiği tepkiler çok benzer. Hani bunları da değerlendirdiğimde farklı bir şey göremiyorum. Kendi düşüncem  hatalar birdir, tektir; günümüzdeki fark ise bu hatalara tahammül kabiliyeti. Kimsenin kimseye tahammülünün olmadığı modern zamanımızda, iletişim çağımızda ve tüketim toplumunda her şeyi çok kolay harcayabiliyoruz.
Yine konumuza dönecek olursak, ki benim esas zorladığım konu ise hatayı kabullenme erdemi yerine hatayı savunma, benimseme ve aslında o durumun hata olmadığını ifade etme durumu beni acayip sinir ediyor.
Bu durumla ilgili bir söz benden gelsin ‘Hatayı kabul etmek insanı yüceltecekken, hatayı savunan insan aslında en büyük hatanın içerisindedir’

21 Ekim 2013 Pazartesi

Neden tebdilimekan?



Bilinen bir sözdür ya tebdil-i mekân da rahatlık vardır diye o misal rahatı arayan biri olarak bu isimin uygun olacağını düşündüm. Mekân farklılığını sanal dünyaya adım atmayı düşünürsek. Aslında bunun bir sürü yolu var bildiğimiz sosyal paylaşım siteleri gibi ama blog yazılarının daha samimi daha hoş olduğunu düşündüğüm için artık bende buradan kendime, hayatıma, düşüncelerime ait yazılarımı paylaşmamım şu sıkıcı zamanlarda bir uğraş olacağını düşünüyorum.

Her insanın anlatacağı bir sürü hikâyesi konusu vardır. Kendi başıma gelen yaşadığım öyküleri paylaşmak beni rahatlatacağını düşünüyorum. Bununla ilgili bir sözü hemen paylaşmak istiyorum.
Aklı başında bir adamın sözünü etmekten en çok zevk alacağı konu nedir, bilir misiniz?
Yanıt: Yine kendisi...
Öyleyse ben de kendimden söz edeyim biraz... (Dostoyevski/Yeraltından Notlar)

            Dostoyevski gayet net bir şekilde açıklamış, kendimizden bahsedeceğiz sıklıkla.